4 Eylül 2009 Cuma

Ne Birikmişim Be!

Günlerdir üşeniyorum, uykum geliyor vesaire ve yazmaktan vazgeçiyorum. Artık buna biri dur demeliydi. Kimse demedi ben durdum tabi ki! Nerden başlasam bilemiyorum ağzımın suyu akıyor! Günlerdir bu anı ilginç olayları mesaj misali yazıp taslaklara atıyorum! Dayanamiciğim, başlıyorum kuzum!

Uyumaktan gireyim yine. Klasik bir gün arda uyanmış işe gitmiş bla bla bla... O DA NE? Arda'nın uykusu var! Pozisyonu çözmüş, koltuğunda rahat rahat uyukluyor! Arada bir patrona bakıyor sadece. (1st person açısına geçerekten) Huzur içinde yatıyorum ben orda. Sol omzuma bir el dokundu. Bu bir ilkti, beni İbrahim Bey uyandırdı. Ofisin en sakin bireyi. Efsane sakinlikte. Sadece işine odaklanıyor. Neyse, beni dürtmesiyle uyandım ve bana "müdür şimdi çıktı odasından döndüğünde seni böyle görmesin!" dedi Ne kadar kibar, ne kadar düşünceli değil mi? Beni böyle uyandırın, ciğerimi yiyin. Ben ciğer sevmem ama şahsen. Ama varsa bi' çorbanı içerim! Neyse müdür gelinceye kadar uyanık durdum, sonra gelince uyudum doğal olarak. Uyuyorum mis gibi. Süper-stajyer le ilgili bir detayla bölüyorum konuyu. Bu süper-stajyer tersanenin bir çalışanı oldu. Resmi olarak çalışıyor adam! İnanılmaz! Hemide ikinci öğretime geçip sabahları çalışıcak! Ben 1 ay veriyorum ömrüne. Daha da süper olamaz zaten. Her neyse devam edeyim efendim. Ben uyuyorum süper-stajyer işi yapıyor. Akabinde beni bir el dürttü. Diyalog şöyle gelişti:

A:Nooldu lan?
SS: Yok uyuma diye dedim?
A: Niye biri bişey mi dedi?
SS: Yoo...
A: Ha tamam. mırmırmırmı... horrr...guzzz
SS: Şaka şaka uyan. Birisi bişey dedi. Elkin abi uyardı.
A: Harbi mi lan?
SS: Yok yok şaka da, sen uyuma yinede

E kaçtııı! Hani nerde uyku? Uyku mu bıraktın adamda süper-stajyer! Neyse efendim, hakim olamadım kendime. Devam edeyin izninizle. Haftanın 2. bombası gelir.

Takip eden günde yine işe gitmişim. Uyukluyorum. Uyuyamadım, bu sefer rahat edemedim nedense. Ses vardı sanırım veya müdür yine köpekbalığı misali iş peşinde koşturuyodu. Hatırlamıyorum. Ben de "helaya gidiyim de uyuyayım bari" dedim. Kalktım, kısa bir yolculuktan sonra helaya vardım. Klozet kapağı kapatılır. Epey sağlam monte edilmiş çelik kasa peçeteliğe kollar koyulur. En tatlı rüyalara yolculuk başlar. İrkilmem geç oldu. Epey süre geçirdim içerde. Kapı açıldı birsi girdi. Doğal olarak rahatsız oldum, tipimi düzelttim. Sifon çekilir ve dışarı çıkılır. Engin abim orda küçük rezilliğini yapıyor. Sonra ben cool bir şekilde attım kendimi dışarı. Sanki çok rahatlamışım falan?! Engin abi kafayı çevirdi ve bombayı patlattı: "Naber tatlı su stayeri? Tuvaletlerde mi uyuyosun artık? Eheh!" yıkıldım... Daha sonra farkettim ki alnımda kırmızı bir şerit. Nasıl oluyorsa kolumun iz düşümüyle aynıydı! Garip değil mi? Bu da küçük bir rezillikti bu haftaya ait.

Bu hafta İbrahim Beyi ekşi sözlükçü yaptım. Arada görüyorum, o da boş vakitlerinde ekşiye takılıyor çalışırken. Keyif verici. Gururum kabardı. Ayrıca tam şu an bir şeyi farkettim. Şu süper stajyer işe girdi ya hani (bkz: üniversitede iyi öğrenci olunca mezun olmadan kapıyolarmış), bu aslında beni bir sıkıntıdan kurtardı. Hep tırstım aslında, bunun sebebi süper stajyerin stajı bittiğinde onun işleriyle benim uğraşıcak olduğum gerçeği. Perfrmansım asla kesmeyecek onları diye çok korktum. Ancak bunu atlattım! Böyle bir stresim yok, üstümden yük kalktı. Teşekkürler süper stajyer, teşekkürler dunya yachts, teşekkürler Türkiye... İyi geceler, güzel rüyalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder