10 Eylül 2009 Perşembe

Staj Bitti, Ben de Bittim

09.09.09 itibariyle şeytana pabucunu ters giydirmek suretiyle stajımı tamamlamış bulundum. Tamamladım tamamlamasına da, ben de "tamam" oldum. Yine birikmişim yine birikmişim. Nerde başlasam acaba? Kronolojik sıraya göre gidelim bari.

Hayatımda hiç duymadığım bir mevzu var, baklava mevzusu. Şimdi şöyle oluyor; staj yapıyorsunuz, staj bitiyor, defter imzanıcak, baklava getiriyosun. Agnostik düşünen bir insan değilim bu yüzden:

1)Baklava ne lan? Ömrüm boyunca duymadım böyle bir adet!
2)Defterimi imzalatmak için niye baklava getiriyim?
3)Diyelim ki baklava getiricem, niye staja gidiyim? Evimde oturur hayal gücümle dolurur, sonra 1 tepsi baklavayla gider defteri imzalatırım.

Yazık, diğer stajyerler de hep baklava getirdiler giderken. Kendileri gitti baklavaları kaldı. Neyse keselerine bereket, iyi enerji yaptı. Ben de bir ali-cengiz oyunu yapıp, işi bir hokkabaz misali el çabukluğuna getirip defeteri günü gününe yazıp imzalatıp baklavayı hatırlatmadan tüydüm. O kadar para nerde bekar evinde?

-bu sahne biter-

-ALLAHIN BELASI SÜPER-STAJYER!

(3 gün önce, 08.09.09)

Sabah yağmur yağıyo. Şirkete zor atmışım kendimi. Uyumak istiyorum. Staj defeterimi tamamlıyorum. Uykuya direniyorum.Kahveler üst üste gidiyor. Süper stajyer süperliğini yaptı ve ofisin envanterini kontrol etti. Ivır zıvır eksiğimiz varmış meğer. Poşet dosyalar, o mavi vıngıl vıngıl olan telli dosyalar. İsimlerini bilmiyorum ama markasıyla hitab ediyorlardı. Selpak gibi, neskafe gibi. Sonra işte IFS üstünden sipariş verdi. Sipariş kağıdını çıkarttı printerdan. Sonra etrafına bakındı ve beni gözüne kesitrdi.

-Arda ya rica etsem bi depoya gidip şu malzemeleri alır mısın?
-Olur olur, hava almış olurum.

Havayı aldım, babayı da aldım. Şimdi şöyle oldu. Kağıdı aldım, baretimi aldım gidiyorum. Dışarıyı gördüm, hayatımda böyle bir yağmur görmedim ben! Bardaktan "boş ol boş bol boş ol" şeklinde su boşanırcasına yağmur yağıyor. Tırstım ama hayır, "o süperse ben de olabilirim!", öyle olmuyormuş süper olmak tabi. "Süperlik" kavramını kavrayamamışım henüz. Çıktım dışarı, tabi asiyim, farklıyım, konversle gezerim. Aklıma sıçayım! Donuma kafar ıslandım afedersiniz. Depoya su basmış, bileklerime kadar suya girdim, tabi o temiz bir yağmur suyu değil yere düştükten sonra. Leş gibi oldum ofise döndüm.

-aaa ıslanmışsın, o kadar yağıyo mu ya?

Müstahakını vermek lazım o SS'e! Ne demek ya "aa ıslanmışsın"! Yok kıçımda şemsiye taşıyorum. Üstümde beyaz üniformamla erotik görüntüler sergileyerek helaya gittim. Hayır uyumicam bu sefer! Çoraplarımda suyuları sıktım. Saat 9.30 civarıydı. Saat 17.30 civarında kurudu ayaklarım!

Arada 2 gün geçti. Perşembe sabahı, sıkı bir küfürle adını andım. Enayilik bende tabi, asabiyetten sövüyorum. Tek burun deliğim iptal ve boğazımda çok sıkı bir acı var. Hapşuruyorum falan. Tad alamıyorum hir bir şeyden. Çıldırdım! Tam da tatilim yeni başlamış 2 yılın ardından ilk defa, ama ben nefes alamıyorum! Seni seviyoruz süper-stajyer! Düşüncelisin sen, süpersin...

E tabi nihayetinde tatil başladı, hayatımın ilk tatli ekşi tavuk ve sebzeli noodle denemesini yaptım! Hiç fena olmadı aslında! Daha da yaparım, inek gibi oldum yedikçe, çok sevdim. Dışarıda bahşişi dahil 50tl'ye falan yenilyiyor bu ikili. Bir bardak meşrubat dahil bu fiyata. Ben epey ucuza hallettim bu işi. Mutluyum, umutluyum, hele bir iyileşiyim o zaman süper-stajyere baklava yedirmeye gelidicem şirkete. Oku bunları oku süper-stajyer! Süperlik nereye kadar?

1 yorum:

  1. Birisi "çalamıyon sen!" vermiş. Kesin tersaneden birileri. Çok eminim Engin abi sen misin? :D

    YanıtlaSil